Gezegenler, uydular ve yapay uydular, uzayda cisimler arasındaki çekim kuvvetleri nedeniyle farklı yörünge tiplerini takip ederler. Bu yörüngeleri matematiksel olarak bir denklem şeklinde yazabiliriz. Bunlar genelde dairesel ve eliptik yörüngede dönerler. Uydu dairesel yörüngede ise döndüğü cisme uzaklığı sabittir. GEO uydularını mesela böyle bir yörüngede tutuyoruz. Dünyanın ekvator düzleminde ve mesafesi 35786.14 km olan bu yörüngede uydu bir günde bir tur atıyor. Bu yüzden sabit bir anten ile iletişim kurulabiliyor. Güneş ve ay gibi başka cisimlerin varlığı yüzünden bu yörünge sapıyor ama konumuz bu değil. Zaten zaman zaman düzeltiyoruz.

Doğadaki yörüngelerin kahir ekseriyeti eliptik yörüngede dönüyor. Dünya da böyle. 147.1 milyon km ile 152.1 milyon km arasında mesafelerde bulunuyor. Kışın 5 milyon km daha yakınız bu arada. Bu yörüngedeki hızımız aynı değil. Uzaklaştıkça hızımız düşüyor, yakınlaştıkça artıyor. Bunu tespit eden de Kepler idi.

Halley ve Gerasimenko gibi kuyruklu yıldızların yörüngesi de eliptik ama öyle böyle değil. Birazdan detay vereceğim.

Başka yörünge tipleri de var. Parabolik, hiperbolik ve transfer yörüngeleri gibi. Hiperbolik yörüngede giden cisim döndüğü cisme geri dönmüyor. Mesela Oumuamua cismi güneş sistemine şöyle bir uğrayıp gitmişti. 2017'de Havaii'deki gözlemevinde farkedildi. 200 m çapında ince uzun bir gökcismi idi. 40 gün kadar izlendi, çekti gitti.

Gök olayları tarih boyunca gözlenmiş ve bazı olaylar kayıt altına alınmıştır. 16. yy'a kadar kuyruklu yıldızlar açıklanamayan gök olayları arasındaydı. Kopernik ve Kepler'in ortaya koyduğu kanunlara da uymuyorlardı. 1704'te İngiliz Edmund Halley o zamanki eldeki verileri olan kuyruklu yıldızları çalışmaya başladı. 1682'de yapılan bir kayıt vardı. Bu kayıt ile 1607, 1531, 1456 kayıtlarını karşılaştırdı. Gelen cisim gökyüzünde hep aynı yerden geçiyordu. Bu cismin 75-76 yılda bir güneşe uğradığını tespit etti. 1758'de geri döneceğini tahmin etti. Bu cisim bugün Halley kuyruklu yıldızı olarak bilinir. 1948'de güneşe en uzak noktada iken 1986'da güneşe en yakın noktadan geçmiştir. Çok yakınına gönderilen uydular ile yakın gözlem yapılmıştır. ESA'nın Giotto, Japonya'nın Suisei ve Sakigake misyonları sayılabilir. Elde edilen verilen incelenmiş, kuyruk nasıl oluşuyor açıklanmıştır. Bunun buz ve toz bulutundan oluştuğu artık biliniyor.

Halley için o yıllarda şarkı bile yazılmıştır. Hababam sınıfının şarkısını da yazan rahmetli Melih Kibar'ı burada hatırlamak lazım.

Babiller ve Çinliler de bu gök cismini izlemiş. Son araştırmalarda Halley'in çok eski kaydının Çinliler tarafından M.Ö. 240 yılında yapıldığı anlaşıldı.

1910 yılında geldiğinde dünyada korku hakim olmuş. Acaba dünyaya çarpar mı, zehirli gazı bizi öldürür mü? Vesaire.

Bir sonraki gelişi 2061'de olacak. Tabii sağlıklı ise. İkiye bölündüğünü söyleyen de var. Parçalandığında ne oluyor? Eğer dünya yörüngesi ile kesişiyor ise meteor yağmuru olarak görüyoruz.

Kuyruklu yıldız denmesinin sebebi eski. Bir yıldız değil. Taş, toz ve sudan oluşan bir gökcismi. Büyük değil. 10-15 km çapında bir çekirdeği var. Güneşe yaklaşırken yer çekimi dolayısıyla arkasından gelen su buharı ve toz kuyruk oluşturuyor. Bu kuyruk cisim ve güneşin arasında değil, güneş rüzgarları sebebiyle tam tersine yönleniyor. Her güneşe yaklaştığında da kuyruğu uzuyor. Çekirdek 10-15 km iken kuyruk 100.000 km ile 1 milyon km arasında değişiyor. Çıplak gözle izlenebiliyor.

Bu tür cisimlerden güneş sisteminde epey var. Kısa sürede gidip gelenlerin 300-400 adet olduğu tahmin ediliyor. Çok uzun süre gidip gelenler var ama tespitleri çok zor. Gelirse görüyoruz. Bunlardan milyonlarca olabilir. Oort bulutu içinde oldukları düşünülüyor. Yani Pluto'dan çok çok uzaktalar. Keiper kuşağından da ötede.

ESA'nın Rosetta misyonu ile çalıştığı 67P/Churyumov–Gerasimenko kuyruklu yıldızı 1969'da Rus bir astronom tarafından keşfedildi. Kiev'de bulunan Astrofizik enstitüsünde yapılan çalışmalar sonucu bulunmuştu. 6.5 yılda bir güneşi dönüp gidiyor. 4.3 km çapında bir çekirdeği var. 2004'te Rosetta uzay aracı ona gönderildi. 2014'te buluştular. Rosetta Gerasimenko'nun yörüngesine girip içinden çıkardığı küçük uzay aracını yüzeyine gönderdi. Philae lander. Yanlış yere indi, pili bitti, ama bazı bilgileri bize gönderebilmişti. Üzerindeki su başka bir izotop oranındaydı. Yani dünya'ya uzaydan gelen su kuyruklu yıldızlardan gelmemiş olabilir. 2016 yılında Rosetta uzay aracı Gerasimenko kuyruklu yıldızına bilerek çarptırıldı. Başka bilgiler alındı.

Bazı kuyruklu yıldızların 1-2 ışık yılı yörüngeleri var. Yani 30.000.000 (30 milyon) yılda bir uğrayacaklar güneşe.

NASA özellikle takip ettiği gök cisimlerini haber yapmayı sever. Bunlardan biri dünyaya çarpsa hayat allak bullak olacak. İşte bu senaryo üzerine filmler çıkmıştır.   Armageddon bunlardan sadece biridir.

Geçmişte dinozorlar nasıl öldü, acaba böyle bir cismin çarpması sonucu muydu, bilmiyoruz. Ama uzayda Allah'a emanet gittiğimiz kesin...

Prof. Dr. Lokman Kuzu