Savunma politikaları uzmanı Arda Mevlütoğlu, İngiliz düşünce kuruluşu Royal United Services Institute (RUSI) tarafından yayımlanan “Airborne Electromagnetic Warfare in NATO: A Critical European Capability Gap” başlıklı raporu temel alan bir değerlendirme yazısı kaleme aldı.
Mevlütoğlu, yazısında; Avrupa’nın elektronik harp alanındaki yapısal zafiyetlerine dikkat çekerek, NATO içindeki elektronik harp kapasitesinin büyük ölçüde ABD’ye bağımlı olduğunu vurguladı. Mevlütoğlu, bu durumun ABD’nin önceliklerini başka bölgelere kaydırması halinde Avrupa güvenliği açısından ciddi bir risk teşkil ettiğini belirtti.“Hiçbir Avrupa ülkesi elektronik harp alanının tüm boyutlarını kapsayacak bir endüstriyel altyapıya ve nitelikli insan kaynağına sahip değil” diyen Mevlütoğlu, bu nedenle çok uluslu bir NATO elektronik harp filosunun teşkil edilmesinin hem teknik hem stratejik açıdan önemli bir çözüm olabileceğinin altını çizdi. Mevlütoğlu ayrıca, modüler yapı, insansız sistemler, yapay zeka destekli sistemler ve elektromanyetik spektrum güvenliğinin modern savunma anlayışında merkezi öneme sahip olduğunu ifade etti.
Elektronik harp teknolojilerinin giderek daha karmaşık hale geldiğine işaret eden Mevlütoğlu, elektronik harp konusunun artık yalnızca askeri değil; stratejik, siyasi ve endüstriyel boyutları olan çok yönlü bir kabiliyet alanı olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Mevlütoğlu, “Rusya’nın Ukrayna’da sergilediği elektronik harp yetenekleri, bu alandaki teknolojik üstünlüğün sahadaki belirleyici gücünü açıkça gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Mevlütoğlu ayrıca, Türkiye’nin son yıllarda elektronik harp alanında yaptığı yatırımlar ve elde ettiği kazanımlarla dikkat çektiğini belirterek, yerli üretim ED/ET sistemleri, İHA’lara kazandırılan ELINT/SIGINT kabiliyetleri ve sektördeki firma sayısındaki artışın, Türkiye’yi bu alanda önemli bir aktör haline getirdiğini ifade etti.
“Türkiye, Avrupa’nın elektronik harp kabiliyet açığını kapatmaya yönelik girişimlerde hem teknoloji ortağı hem de operasyonel katkı sağlayıcı olabilir” diyen Mevlütoğlu, özellikle ortak elektronik harp filoları, Ar-Ge projeleri ve sensör-malzeme geliştirme alanlarında kurulacak iş birliklerinin hem Türkiye’nin teknolojik kapasitesini artıracağını hem de Avrupa’nın yapısal eksikliklerine çözüm getireceğini kaydetti.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.