Manşet

Savaş Stratejilerini Etkileyen Faktörler ve Değişen Savaş Stratejileri-2

1.Dünya Savaşında savaşan taraflar denk güçlere sahipti ve ateşli silahlar ilk defa büyük bir savaşta kullanılıyordu. Alman kuvvetlerinin Fransa’ya saldırısı kısa sürede durduruldu ve iki tarafta da siperler kazılmaya başladı, böylece uzun zaman sürecek siper savaşları (mevzi harbi) başladı.

Bu dönem bir geçiş dönemidir ve siper savaşlarında amaç karşı tarafı durdurma ve yıpratmaktır. Artık ateşli silahlar vardır ve askeri birlikler hafif ateşli silahlardan ve toplardan korunmak için siper kazarlar, siperler dikenli tellerle korunan mevzilerin gerisindedir ve askerler bu siperlerde yaşamaya başlar. Karşı tarafta da düşman kuvvetlerinin mevzileri vardır. Hareket harbi kısa sürede durdurulmuş, durağanlaşmış ve düşman kuvvetlerinin zamanla eritildiği ve yıpratıldığı bir savaş türüne dönüşmüştür. Zaman zaman bir taraf mevzilerinden çıkar ve diğerine saldırır, eğer ağır kayıplara verirse hemen geri çekilir. Dinamik olan taraf karşı mevziyi işgal ederse karşı tarafın bir sonraki tahkim edilmiş siperlerine erişir. Arada kalan bölge tarafsız bölgedir. İlk kimyasal silahlar da bu dönemde kullanılmaya başlar, kimyasal zehirli gazlar karşı tarafın askerlerinin direncini kırmak için kullanılır. 1.Dünya Savaşında Fransa ve Almanya arasındaki siper savaşları türünün en önemli örneğidir. Uçaklar başlangıçta gözlem/istihbarat/propaganda amaçlı kullanılmıştır, daha sonra pilot tarafından atılan el bombalarının kullanılması ve daha sonra da makineli tüfeklerle teçhiz edilmeye başlanması ile savaş havaya taşınır. Denizlerde ise zırhlı, ağır tonajlı gemiler 6-8 km menzilli toplar ile kıyıdaki şehri bombalarıyla dövebilir.

1.Dünya Savaşında 65 Milyon asker katılırken bunları yaklaşık 10 Milyonu yaşamını yitirdi, sivil kayıplar ise 6,5 Milyondur.

1.Dünya Savaşının en önemli sonucu Fransız Devriminin de etkisiyle imparatorlukların yıkılıp yerine ulus devletlerin oluşumudur.

Savaş kavramı yazılı hukukî bir kimlik kazanır ve ‘kuvvet kullanma’ olarak anılmaya başlar, savaş hukuku belirlenmeye başlar (Bknz. Westfalya Anlaşması 1648, Birinci Dünya Savaşı sonrası Wilson Presipleri 1918) Savaş bir kuvvet kullanma hâlidir, düşmanca bir tutum ve/veya eylem içerir ve faili devletlerdir.

Savaş türlerini tarihteki gelişimine göre sınıflara ayırırsak eğer;

1.Dünya Savaşına kadar olan dönem; Göğüs göğüse savaş; piyadelerin, süvarilerin yer aldığı zaman zaman amfibik savaşlardır. Genelde kılıç ve mızrak kullanılır, çelik esaslıdır. Binli yıllarda barut savaşlarda kullanılmaya başlanmış olmakla birlikte gelişimi için uzun yıllara ihtiyaç vardır. 15 yüzyıldan itibaren toplar, 16 yüzyıldan itibaren tüfekler, 17 yüzyıldan itibaren de havan topları yaygın şekilde kullanılmaya başlamıştır. 1.Dünya Savaşı Dönemi; Piyade ve süvariler katılmıştır. Siper Savaşları esastır; Tüfekler, makineli piyade tüfekleri, ilkel uçaklar ve ağır tonajlı zırhlı gemiler kullanılır, temelde ateşleyici olarak barut ve tnt esaslı patlayıcılar kullanılır. Günümüzle kıyaslandığında oldukça kısıtlı teknolojiler kullanılmaya başlanmıştır, kablolu telefon, telgraf ve posta kullanımı mevcuttur. Mekanize birlik ve silahlar karada, havada ve denizde kullanılmaya başlanır. Önceleri sadece su deposu olan tanklar zamanla zırhlı birliklerin temelini oluşturmaya başlar. Lojistik ihtiyaçlar için demiryolları kullanılır. Çift at tarafından çekilen yük arabaları için yapılmış olan tünellerden artık trenler geçecektir ve demiryollarının da standartları oluşmaya başlamıştır. Mevcut olan yollar ve tüneller kullanılarak tren rayları döşenmeye başlar. Tüm Avrupa’nın ray aralıkları ile Asya coğrafyasının ray aralıkları farklıdır, bu farklılaşmayı düşman trenlerinin kullanımının engellenmesi olarak düşünebiliriz. 2.Dünya Savaşı ve Sonrası Dönemi (Vietnam ve Kore savaşları dâhil); Teknolojik gelişmeler neticesinde zırhlı birlikler, toplarla teçhiz edilmiş tanklar, sabit ve mobil toplar, bomba taşıyan ve atabilen uçaklar, helikopterler ve toplarla teçhiz edilmiş ağır tonajlı gemiler, torpido kullanan denizaltılar artık savaş sahasındadır. Haberleşme önemli bir rol oynamaya başlamıştır, telsiz kullanımı yaygınlaşmıştır ve şifreleme kullanılmaya başlamıştır. Şifreleme kadim uygarlıkların da kullandığı bir yöntemdir, bu konuya ileriki yazılarımızda değineceğiz. Devletlerin gruplaşmaları ve ittifakları hızla oluşur. Temelde teknoloji esaslı ilk savaş 2.Dünya savaşıdır. Tank ve top birlikleri savaşın aslî unsurlardır, ardından piyade birlikleri sahaya girer. Günümüz ordularının önemli bir kısmının örgütlenmesi halâ top, tank ve roket (ÇNRA) esaslıdır.

Gelişen ve değişen şartların ve yeni ihtiyaçların oluşmasıyla savaşta kullanılabilecek imkânlar oldukça artmıştır. Yeni durumu doğru tespit edebilmek, tüm olasılıkları incelemek, ileriyi görebilmek savaşların kaderini belirleyen özelliklerdir. Maginot (Majino) Hattı inşası bu durumun iyi bir örneği sayılabilir. 1.Dünya Savaşının realitesi olan savunma hattını dikkate alan Fransız politikacı Andre Maginot’nun çabaları ile Fransızlar Almanya sınırına 450 kilometrelik bir savunma hattı inşa ederler. 1920-1936 yılları arasında 9 Milyar dolara mal olan savunma hattında 55 Milyon ton çelik kullanılır. Savunma hattı çok sayıda kale, sığınak, mayın tarlaları ve silah bataryaları içerir. Oluşturulan yapılar ağır topçu ateşine ve zehirli gazlara dayanıklı olarak inşa edilmiştir. Ancak… hattın Belçika tarafı tamamen boştu ve düz bir alandı. 6 Haziran 1940 da Alman tankları ve askerleri Belçika üzerinden bu hattın arkasına dolandılar ve 500 bin Fransız askerini esir aldılar. Almanya kısa sürede Fransa’nın 2/3 ünü işgal etmişti. 14 Haziranda Fransa teslim oldu.

2.Dünya Savaşına 70 Milyondan fazla asker katılırken 20 Milyonun üzerinde asker ve 40 Milyon sivil olmak üzere 60 Milyon kayıp verildi. Müttefik kuvvetler toplam kayıpların  %25’i asker, %58’i sivil olmak üzere %83 kayıp verdiler. 3,5 Milyon ton bomba atıldı ve çoğunlukla şehirler bombalandı. Tarihte sivil kayıpların en fazla olduğu savaştır. İlerleyen yıllarda kıtlık ve hastalıklar nedeniyle ölü sayısı 80 Milyonu geçecektir. Endüstriyel altyapılar tahrip edildi, sanayi ve zirai üretimin düşmesi dolayısıyla verimlilik azaldı, gıda sorunu yaşandı ve hastalıklar arttı. Etkileri uzun süre devam edecek olan atom bombası ilk kez kullanıldı. Bu savaşın bu kadar yıkıcı olmasının en önemli sebebi kuvvetler arasındaki farkın 2:1 olmasıdır, kuvvetler ne kadar denk ise savaşlar o kadar kanlı olur ve uzun sürer. Bu savaşın en dikkat çekici sonucu ise dünyanın çok kutuplu yapıdan 2 kutuplu yapıya geçmesi ve ‘Soğuk Savaş’ dönemini başlatmasıdır. Vekâlet Savaşları Dönemi (1990 Soğuk Savaş Sonrası); Bölgesel ittifakları ve savaşılan ülkeden devşirilen / desteklenen vekil savaşçıların önem kazanmaya başladığı bir ara dönemdir.  Teknoloji esaslı savaşlardır, genel olarak yerel ve bölgesel savaşlar olmakla birlikte küresel savaşlara evrilme potansiyeli taşıyan bir dönemdir.

Ekonomik sistemdeki değişimlere bakacak olursak; Kapitalist sistemin dayattığı dolara endeksli ekonomik sistemin taşıdığı riskler/açmazlar, petrol yerine yenilenebilir enerjinin kullanılması (enerjinin dönüşümü) ve bağımlılıklar, ticaretin önemli ölçüde denizlerden karaya taşınması, karasal ticaretinin gittikçe önem kazanması küresel dengeleri etkilemeye başladı. Çin’in Kuşak ve Yol projesi, uluslar üstü şirketlerin ulus devletlere tahakküm kurma eğilimi küresel sorunları artırmaya başladı. Teknolojinin çok hızlı gelişmesi, Nato’nun ve Avrupa Birliği sisteminin aşırı genişleme eğilimi çok geniş çaplı çatışmaları tetikleme potansiyeli taşıyor. Dünya ekonomik sistemi yukarıda sayılan sorunların çözümü olarak ‘kültürel ve dini ayrışmanın etkilediği’ çok kutuplu, konfederatif, bölgesel ekonomik havzaların oluşumunu tetikleyebilir, bölgesel büyük devletlere, yapılara dönüşebilir.

Yukarıda özetlemeye çalıştığım ekonomik dengelerdeki değişim vekâlet savaşlarını getirdi, Suriye’de yaşanan iç çatışma, bölgesel ve küresel güçlerin vekilleri arasında yaşandı. Ukrayna-Rusya arasındaki operasyon/savaş ise Rusya ile örtülü olarak batılı güçler arasındaki bir savaştır. Dikkat edilirse iki ordunun veya iki ittifak grubunun karşı karşıya gelmesi gibi bir durum söz konusu değildir, savaşanlar vekillerdir.

1990 Sonrası dönemde aşağıdaki teknolojik araç ve teknikler sahada görülmeye başlanır; Silahlı İHA’lar ve Dronlar, Görünmez Uçaklar, ManPadler, Akıllı Füzeler (Güdümlü ve Hızlı), Elektronik Harp Teknikleri, Hava Savunma Sistemleri, Zırhlı Personel Taşıyıcılar (genelde hafif ve lastik tekerlekli), İnsansız Deniz, Denizaltı ve Kara Araçları, Teknolojik Haberleşme Araçları (Radar, Uydu, Kripto, Karıştırıcılar).

1990 Sonrası endüstrinin geldiği nokta ve ihtiyaçlar yukarıda sayılan araçlara ilaveten ülke ordularının yapılarında önemli değişimlere neden oldu; Elit Vurucu Güçler/Özel Kuvvetler sahadaki vekil güçlere karşı kullandıkları gayri nizami harp tekniklerini geliştirdiler. Ordular kısmen de olsa profesyonel ordu düzenine geçtiler. Yerel ve bölgesel çatışmalar sonucu savaş deneyimi arttı; meskûn mahal savaş kabiliyeti, tümleşik istihbarat ve yüksek teknolojiyi kullanabilme kabiliyeti ile saha hâkimiyeti gelişti. Lojistik (Mühimmat, Barınma, Yemek, Ulaştırma, Yol/Köprü, Hastane) imkânları da ister istemez bu gelişmelere ayak uydurdu.

Profesyonel ordu unsurlarının kompozisyonunda önemli değişiklikler yaşandı. Tank, topçu ve piyadelerde oluşan ordu yapısı yerine SİHA kullanabilen yer pilotları, mühendis kökenli haberleşmeciler, bilişimciler, gelişmiş hava savunma sistem operatörleri, elektronik harpçiler ve güdümlü füze programlayan operatörler bu kompozisyonun önemli elemanları oldular. Günümüz savaşları birbirinden farklı disiplinler arası işbirliğini ve eşgüdümü zorunlu hale getirdi.

Yukarıda sayılan tüm yenilikler savaş/savunma konseptinin de önemli ölçüde değiştiğini göstermektedir, ordularını bu şekilde revize eden ülkeler çatışma potansiyeli taşıyan zamanlarda kendilerini daha iyi savunabilecekler veya caydırıcı etkileri daha fazla olacaktır.

Gelecekte yaşanacak savaşlar muhtemelen mevcut askeri kaynaklara ilaveten uzayı da kullanmaya başlayacaktır.  Yüksek Teknolojinin kullanılacağı bu savaşlarda sahaya hâkimiyet yetmeyecek, uzaydaki uydular, insansız savaş platformları, atmosfer dışına çıkabilen güdümlü ve süpersonik füzeler belirleyici olacak gibi gözükmektedir. 2020 sonrası küresel ölçekte yaşanan süreç ile biyolojik savaş ve gıdanın temininin sürekliliği ise düşünülmesi ve önlem alınması gereken önemli konulardan sadece birkaçı olabilir.