20.Yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanan vakum tüpü veya elektron tüpü (halk arasında lamba olarak adlandırılıyordu) ilk olarak doğrultmaç olarak, sonrasında zayıf sinyalleri yükseltmek amacıyla kullanılmaya başlanmıştı. Temel bileşenleri metal, cam veya seramik kapsül olan tüpler içindeki hava boşaltıldığı için vakum tüp olarak da bilinir. Yaklaşık 50 yıl sonra Bell laboratuvarlarında vakum tüplerin yerini alacak olan yarı iletken transistörler geliştirildi. Transistörler daha küçük, daha az enerji tüketen, daha az arızalanan elektronik elemanlardı ve üzerlerine uygulanan sinyaller ile iletkenliği dolayısıyla akımı kontrol edilebiliyordu. İlk transistörlerde germanyum kullanılırken daha sonraları yüksek sıcaklıklara dayanıklı silisyum kullanılmaya başlandı. 1952 yılında boyutları on kat küçültüldü, akım taşıma kapasitesi ise artırıldı. 1957 yılında yılda seri olarak 30 Milyon adet üretilebilecek hale getirildi. Hızları 100 MHz limitine dayandı (saniyenin 100 milyonda biri). Boyutları her adımda daha da küçültüldü, 1960 lı yıllarda katı hal elektroniği (solid state, entegre veya tümleşik devre) geliştirilmeye başlandı, bu yeni elektronik elemanlarla üretilen cihazlar hem teknolojiyi hem de insan alışkanlıklarını değiştirmeye başlamıştı (transistörlü radyo, hesap makinası, telsiz, kuvarz saat vs). 1958-1964 yıllarında transistör kullanan ilk bilgisayarlar, 1965-1971 yıllarında tümleşik devre kullanan ilk bilgisayarlar üretildi.
Bilişimin önemli unsuru sayılabilecek mikroişlemcilere gelince; işlemci olarak da bilinen (kısaltma olarak µP), merkezî işlem biriminin (CPU) fonksiyonlarını tek bir yarı iletken tümleşik devrede birleştiren programlanabilir bir elektronik bileşendir. 1972 yılında ilk mikroişlemciler üretilmeye başlandı, 8008, 8080 ve Z80 mikroişlemcilerini kullanan bilgisayarlar günümüz bilgisayarlarının ilk versiyonları sayılabilir.
Mikroişlemcilerin zaman içerisinde performanslarındaki artış 1965 yılında Moore Yasası olarak ifade edilmiştir. Geliştirmeler sonucu bir tümleşik devredeki transistör sayısının yaklaşık olarak her iki yıllık süreçte iki katına çıkacağı öngörülmüştür ve bu artış zaman içerisinde yaklaşık olarak doğrulanmıştır. Mikroişlemcilerin performanslarındaki sürekli artış, mikroişlemcilerin diğer bilgisayar sistemleri arasında ön plana çıkmasını sağlamıştır. Günümüzde, en büyük ana bilgisayarlardan en küçük el bilgisayarlarına kadar her sistemin çekirdeğinde mikroişlemci kullanılmaktadır, örnek olarak bir işlemci bünyesinde iki adet CPU varsa çift çekirdekli denir ve iki farklı işlemi bağımsız olarak yapabilirler.
Elektronikteki baş döndürücü gelişme ve bu gelişmelerin dünya üzerinde erişilebilir ve uygulanabilir olması toplum hayatını önemli ölçüde etkileyen motor güçlerden biridir; haberleşme, bilişim sistemleri, bankacılık, uluslararası ticaret, medya, müzik, eğlence sektörü, tüketici elektroniği, imalat sektörü, eğitim enstrümanları ilk akla gelenler. Elektronikte yaşanan gelişmelerin ülkelere ve toplumlara etkisini bir başka yazımızda incelemeye çalışacağız.
Bu köşede savunma sanayi teknolojilerinde kullanılan elektronik uygulamalara da zaman zaman değineceğiz.
Volkan Öztürk




